AYİN-İ ŞERİF HAKKINDA GENELGE
GENELGE 2017/02
Kültürel mirasımızın en mühim unsurlarından biri
Mevlevi mukabelesi ya da Ayin-i Şerif
olarak da isimlendirilen Sema ayinidir. Mevleviliğin merasimi olan bu ayin
Bakanlığımızın girişimleri sonucunda 2008 yılında UNESCO tarafından “İnsanlığın
Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi’ne alınmıştır. Bu amaçla UNESCO’ya
sunulan dosyada Sema Ayini; “Allah’a ulaşma yolunun derecelerini sembolize eden
, içinde dini-tasavvufi öğeler ve
temalar barındıran ve bu haliyle ayrıntılı kural ve özgün uygulamaları içeren bir tören” olarak
tanımlanmaktadır.
Ulusal
mevzuatımız ve uluslararası sözleşmeler doğrultusunda Bakanlığımız bir yandan
kültürel mirası koruyup yaşatmak için çalışmalar yaparken, bir yandan da
kültürel mirasa yönelen tehditler konusunda önlemler almakta ve kamuoyunu
bilgilendirmektedir. Kültürel mirasın korunması ve yaşatılması konusunda kamu
kurumlarına, yerel yönetimlere, sivil toplum kuruluşlarına, işletmelere icracı
ve izleyicilere, yani toplumun bütün kesimlerine sorumluluk düşmektedir.
Bu
kapsamda Bakanlığımızca 2008 ve 2013 yıllarında yayınlanan Genelgelerle
Sema’nın aslına uygun şekilde korunması, yaşatılması ve icra edilmesi
hususlarına dikkat çekilmişti. Geçen süre zarfında halkımızın ve ilgililerin
konuya gerekli hassasiyeti ve özeni gösterdiği müşahede edilmekle birlikte,
halen yanlış uygulamalara rastlanmakta, Sema’nın uygun olmayan mekan ve
şartlarda, icazet, ehliyet ve liyakate sahip olmayan kişiler tarafından bir
dans gösterisi gibi icra edildiği görülmektedir. Bu uygulamalar kamuoyunun
büyük bölümünü rencide etmektedir.
Bu
sebeple aşağıdaki hususların hatırlatılmasına gerek duyulmuştur.
1- Sema,
mutlaka bu kültürün doğru olarak aktarılabileceği, ruhuna ve doğasına uygun
mekanlarda ve ayine özgü araç, gereç ve ortam koşulları sağlanarak icra
edilmelidir. Aksi uygulamalar, bu mukaddes merasimin tabiatını ve sıhhatini
tahrif etmek anlamına gelecektir.
2- Sema, herhangi bir müzik eşliğinde değil,
Mevlevi ayinleri için bestelenmiş özel eserler refakatinde icra edilmelidir. Bu
eserler, “mutriban” olarak adlandırılan, geleneksel yapıdaki bir müzik
topluluğu tarafından canlı olarak seslendirilmelidir.
3- Sema
ayini, insanın kulluk yolunda tekamülünü hikaye eden ve “selam” adı verilen
birbirine bağlı 4 bölümden oluşmaktadır. Her merasimde ayin-i şerifin tamamı
icra edilmeli, bütünlüğü korunmalıdır.
4- Sema
ayinini icra edenler ehliyet, liyakat ve icazete sahip olmalı, dini bir merasim
icra ettiklerinin şuuruyla hareket etmelidir.
Geleneğimizin
ve musiki kültürümüzün en yüksek
örneklerinden biri olan Sema’nın, dini merasime uygun mekanlarda ve usulüne
uygun icra edilmesi hem ayin-i şeriften kastedilen mananın hayat bulmasına hem
de kültürümüzün hakkıyla ve doğru bir şekilde aktarılmasına vesile olacaktır.
Kültürel
mirasımızın korunmasını, özüne ve ruhuna uygun olarak aktarılması, yaşatılması
ve tanıtılması için Sema ayini ile ilgili yukarıda belirtilen hususlara
titizlikle uyulmasını önemle rica ederim.
Nabi
AVCI
Bakan