Karaman İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

Kazımkarabekir

 
 

Tarihçesi:

Konya il sınırları içinde kalan topraklarda M.Ö. VII. binden başlayarak insanlar yerleşmeye başlamış ve günümüze değin kesintisiz olarak süregelmiştir. Kazılarla ortaya çıkarılan Suberde, Can Hasan, Erbaba ve Çatalhüyük Neolitik dönem yerleşmeleridir. Buralarda yapılan kazılarda önemli buluntular ele geçmiştir. 

Çatalhüyükte yapılan kazılarda Anadolu'nun en eski ev mimarisi ortaya çıkarılmıştır. Yine aynı kazılarda bitki lifleri ve hayvan kılı ile dokunmuş, günümüzde kömürleşmiş olarak ele geçirilmiş kumaş kalıntıları ile dönem insanının el sanatı ürünleri olan cam, kemik ve madenden yapılmış eserlerle de karşılaşılmıştır.

Konya ve çevresinin Anadolu'nun ilk büyük imparatorluğu Hitit devletinin sınırları içerisinde kaldığı bilinmektedir (M.Ö.650-712). Konya Ereğli”si ve Karaman eski Hitit kentleridir.

Bölge daha sonra Frig devletinin (M.Ö.710-680) egemenliğine girer. Frigler bölgenin Kızılırmak, Tuz gölü ve Konya'da oluşan Orta Anadolu'nun yüksek yaylalarını ve ovalarını içine alan büyük bir bölgeye hakim olmuşlardır. Bölge daha sonra Lidyalıların (M.Ö.680-546) ve Anadolu'yu baştan başa fetheden Perslerin kontrolüne girer. (M.Ö.546-334). Bölge M.Ö.332-M.S.17 tarihleri arasında Kapadokya Krallığına bağlanır. M.S. 17 yılında Romalılarca fethedilen Konya İmparator I.Theodosius (379-395) zamanında ikiye ayrılan Roma'nın Doğu Roma İmparatorluğu topraklarına katılmıştır. Daha sonra Bizans dönemlerinde Gaferyad ve İlistra'da yoğun yerleşmeler olduğu ele geçen mimari parçalardan anlaşılmaktadır.

Daha sonra Konya Emevi halifesi I. Muaviye döneminde (661-680) Arapların eline geçmiştir. Kısa sürelerle Arap ve Bizanslılar tarafından el değiştiren Konya Anadolu Selçukluları döneminde 1068'de Afşin Bey tarafından Bizanslıların elinden alınmıştır.

1095 yılından başlayarak aralıklarla 1272 yılına kadar süren Haçlı Seferleri sırasında yağma edilen Konya Anadolu Selçuklularının başkenti olmuş ve Anadolu Selçuklu Devleti yıkılıncaya kadar da başkentlik konumunu devam ettirmiştir.

Alâeddin Keykubat I. (1219-1237)'in sultan olmasıyla da Anadolu Selçukluları büyük bir gelişme göstermiş, kale ve şehirleri tahkim etmiş Alaiye (Alanya) kentini kurmuş, Anamur'u almış, Silifke'ye kadar güvenliği sağlamış, bu bölgelere Türkmenleri yerleştirmiştir. Bu Türkmenler arasında en etkin olanlar Karaman'lılardır. Başlarında ise Kerimüddin Karaman bulunmaktadır. 1243 yılında yapılan Kösedağ Savaşında ağır bir yenilgi alınmasıyla Anadolu Selçukluları 1308 yılına kadar Moğollara bağımlı olarak yaşamışlardır. Merkezi otoritenin zayıfladığı bu dönemde Anadolu Beylikleri oluşmuş ve bunlardan biri de Karamanoğulları Beyliğidir.

Selçuklu, Karamanoğulları ve daha sonraki dönemlerde de Gaferyad'ın önemli bir yerleşme yeri olduğu görülmektedir. Çünkü Konya'yı Karaman'a Mut ve İçel'e bağlayan tarihi kervan yolu üzerinde önemli bir menzil noktası idi. Bunu günümüze ulaşmayan han, Büyük Cami ve diğer yapılardan anlayabilmekteyiz.

Burada Karamanoğuları Beyliği hakkında kısaca bilgi vermek yerinde olacaktır.

Oğuzların Afşar boyuna mensup olan Karamanoğuları I. Alâeddin Keykubat zamanında 625 H. (1228)'de Ermenek taraflarına yerleştirilmişlerdir.

İbn-i Bibi Karamanlıların ilk tarihi kişisi olarak Nure Sufi'yi göstermektedir. Babai tarikatına mensup olan Nure Sufi Türkmenler arasında nüfuz sahibi olmuştur.

Kerimüddin Karaman Bey Karamanoğullarının başına geçtikten sonra Ermenek'i zaptederek "Ermenek Beyi" ünvanını almıştır. Karaman Bey'in yerine oğullarından Mehmed Bey geçmiştir. Mehmed Bey üstün zekâsı ve idaredeki yetenekleri ile kısa zamanda beyliğini güçlendirmiştir. Halkın dilinin ortak olması görüşünü taşıyan Mehmed Bey 13 Mayıs 1277'de bir ferman yayınlayarak Türkçe’yi yeniden "devlet dili" olarak ilân etmiştir. Konya önünde toplânan divanda "Bu günden sonra divanda, dergahta, bargahta, mecliste ve meydanda Türkçe'den başka dil kullanmamağa" kararı verilir.

Karamanoğulları Devleti 1327'den 1417 yılına kadar müstakil olarak idare olunmuş, bu tarihten sora zaman zaman Memlukluların Timur'un ve Osmanlıların nüfuzları altında kalmıştır. 1476 yılında Osmanlıların hakimiyetine resmen girerek ortadan kalkmıştır.

Karamanoğulları döneminde kasabanın etrafının surlarla çevrili bir iç kalesi olan küçük bir şehir olduğu anlaşılmaktadır. Ekonomisi ticarete, tarım ve hayvancılığa bağlıdır. Bu dönemde özellikle 17. yüzyıl.'da Evliya Çelebi Gaferyad'a gelmiş adını Kâfirabad şeklinde yazmış ve şu bilgileri vermiştir:

“Geliri Padişahın olmaktan ayrılmış ve Nişancı Paşa'ya verilmiştir. 150 akçalık şerefli bir kasabadır. 18 köyü vardır. Bütün kazanın senelik geliri 2000 kuruştur. Kethüda yeri, serdası (Komutanı), kale dizdarı, 18 kale muhafızı vardır.”

Evliya Çelebi Gaferyad'ta üç medrese, altı sübyan mektebi, iki han, kırk dükkan bulunduğunu da yazmıştır.

Karaman  Kapısından dışarıda mezaristan'ın çok olduğunu yazdıktan sonra “ekin bakımından zengin bir şehirdir”, der. Bütün halkının rençper olduğunu belirtir. Halkın giyim kuşamı hakkında bilgi verir.

Burası Kafiriyyat (Kafiristan) olmakla birlikte halkının Müslüman, dost sevdiklerini yazar.

Kafirabad'ın ziyaret yerleri başlıklı bölümde "Bu şehir böyle bir isim taşır. Sultan-ül Ulema böyle söylemiştir amma burada ulu kimseler vardır. Evvela Ulu Camiinin sol tarafında metfun olan Karabaş Efendi olgun ve ergin bir zattır. Karaman Kapısından dışarıdaki kabristanda metfun Hacı Ömer Efendi, Yoğunlar Kapısı dışında metfun Mamadı Sultanzade, Ulu sultanlardır" şeklinde yazmıştır.

Gaferyad'ın 18. yüzyılda siyasi bakımdan önemini koruduğunu görüyoruz. İdari taksimatta kaza merkezi olarak yerini almıştır. Bu yüzyılda bazı seyyahlar bu yol üzerinden gitmişler ve hatıralarında Gaferyad’tan söz etmişlerdir.

I. Dünya Savaşı yıllarından sonra önemini giderek kaybetmiştir. Cumhuriyetten sonra nahiye haline getirilmiştir. Adı Kâzım Karabekir olarak 1955 yılında değiştirilmiştir.  Günümüzde yeniden canlanma görülmektedir. 15.06.1989'da ilçe merkezi olmuştur.

1. 2 . Coğrafi Konumu:

Karaman'a bağlı bir ilçe olan Kâzım Karabekir Konya Karaman yolu üzerinde bulunmaktadır ve Karaman il merkezine uzaklığı 27 km.'dir.

Orta Anadolu bölgesinde yer alan Karaman ovasının güneyindedir. Düz bir arazi üzerine kurulmuştur. Güneyinde Torosların eteklerinde yer alan Özyurt, Hacı Baba yükseltileri bulunmaktadır. Kuzeyde ise Karadağ (2288 m.) yer alır.

İlçeye bağlı köyler ise şunlardır: Akarköy (Zusta-  Losta), Karalgazi, Kızılkuyu,

Mecidiye, Özyurt (Bosala), Sinci, Çiçekli,Yağmurlu, Sığırlı . Bu köylere stabilize toprak yol ile ulaşılabilmektedir.

Bitki örtüsünü İç Anadolu bozkır alanı içinde kaldığından step bitkileri oluşturmaktadır. İlçenin çevresinde yer alan düz araziler tarım alanları ile kaplıdır. Ekilebilir tarım alanlarında buğday, arpa, yulaf, mısır, şekerpancarı yetiştirilmektedir. Konya Havzası içinde yer alan bu bölgede akarsular az ve yetersizdir. Bu nedenle sulanabilen alanlar dışında meyvecilik üretimi yapılamamaktadır. En çok üretilen meyveler elma, kayısı, erik, armuttur. Toprak yapısının engebeli, sulamanın ise elverişsiz olduğu alanlarda bağcılık üretimi yapılmaktadır.

Tarım kesiminde tahıllardan sonra en yüksek gelir hayvancılıktan sağlanır. Özellikle Küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yapılmaktadır. Koyun, keçi, sığır besiciliği vardır.

Yörede yazlar sıcak ve kurak, kışları soğuk geçen karasal iklimin egemen olduğu görülmektedir.Yaz mevsiminde 35°C. kadar yükselen sıcaklıklar kışın -15° C lere kadar düşmektedir. Yağışın en az olduğu aylar Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarıdır. Meteoroloji verilerine göre ortalama sıcaklık 11 C dir. Kâzım Karabekir 296.4 m2'lik bir alana sahiptir. Denizden yüksekliği 1.030 m.’dir. İlçenin 1995 sayımına göre nüfusu 7565'dir.

1.3. Fiziki Yapısı ve Yerleşme Durumu:

İlçede yerleşme bir höyüğün etrafında kurulmuştur. Buraya Asar Tepe adı verilmektedir. Bu höyükte bugün herhangi bir kalıntıya rastlanmamaktadır.

Kâzım Karabekir ve yakın çevresindeki mevcut yapılarda spoliyen malzemelerden Geç Roma-Erken Bizans dönemine ait eserler görülmektedir. Höyükte araştırma ve kazılar gerçekleşmemiştir.

Selçuklu ve Osmanlı döneminde yerleşme Ulu Camii, Hamam, Bedesten ve İç Kale çevresinde kurulmuştur. Ortadaki kent alanının etrafında mahalleler yer almaktadır. Bu mahallelerin isimleri Boyacık, Eminüddin, Pazar, Oba'dır.

Mahallelere ancak at arabaların geçebileceği kadar dar sokaklardan ulaşılmaktadır. Sokaklar üzerinde geniş avlulara sahip evler bulunmaktadır. Sokak ve evleri ayıran yüksek bir avlu duvarı ile çevrilmiştir.

Sokaklar zaman zaman küçük meydancıklar oluşturmaktadır. Buralarda mescit ve çeşmeler yer alır.

1979 yılında şehrin imar plânı yaptırılmış ve başta Çarşıdibi mevkii merkez olmak üzere modern yapılarla donatılmaya başlanmıştır.

İlçede dikkati çeken en önemli unsur tüm yapıların, duvarların kasaba taşı adı verilen tabakalar halindeki bir çeşit yassı kalker'den yapılmış olmasıdır. Aynı cins taştan yapılan bu düzenleme kasabaya ayrı bir görünüm ve güzellik katmaktadır.

1.4. Kasaba Taşı

Karaman çevresinde özellikle Kâzım Karabekir'de taş ocaklarından elde edilen taşa halk arasında "Kasaba taşı" veya "saytaşı" olarak adlandırılmaktadır.

Taşın elde edildiği yörede üçüncü zamanda hızlı ve yavaş aşınma, tortulanmalar sonucu oluşan neojen kalker tabakalarının geniş bir alana yayılmış olmasından dolayı kasaba taşı bol miktarda elde edilmiştir. Bu tip taşlar aynı zamanda Antalya'nın Elmalı ve Kayseri'nin Bünyan ilçelerinde de çıkartılmaktadır.

Kasaba taşı Kâzım Karabekir, Mecidiye, İlistra, Yazılı ve Kürtderesi köylerinden çıkarılmaktadır.

Ocaklardan çıkartılan kasaba taşı Kâzım Karabekir'in hemen hemen tüm sivil mimarisinde kullanılmıştır. Mimaride kullanılan en eski örneği Gaferyad Büyük Camii'dir. Monografi de incelediğimiz tüm dini ve sivil yapılarda kasaba taşı bulunmaktadır.

Çalışan taşçı ustalardan öğrendiğimize göre ilçenin genelde tüm erkekleri bu taşın çıkartılmasında çalışmışlardır. Kâzım Karabekir’de taş, toprak yüzeyinden 80 cm. ile 1m.'den itibaren çıkmaktadır. Yüzeye daha yakın olan taşlar dayanıksız olup derinleştikçe taşın kalitesi artmaktadır.

Kasaba taşı katmanlarına ve çıkan taşın cinsine göre değişik adlarla anılmaktadır. Taş ocağın en üst seviyesinden başlayarak alt kısma doğru 32 kat olarak tesbit edilmiştir.

Bu katlardan en üstten başlayarak 1m. ile 3m. toprak altında fazla sert olmayan porlu tabaka; kesitinde gri ve beyaz çizgili görüntüsü olan çelik kol, bir ince bir kalın olarak iki kattan oluşan ve yapı taşı olarak kullanılan karakol; yapı taşı olarak en iyi olan 2. çelik kol tabakası, kaliteli taşlardan sürmeli kol, tabaka halinde çıkan dayanıklı ve en pahalı olan kademe taşı, 15 cm. kalınlığında kuduz kol, çil kol, duvar yapımında kullanılan taban kol yörede çıkan kasaba taşının katmanlarına verilen addır. Taşın damarlarına kol denmektedir.

Taş ocaklarında ustalar tarafından taş ocağının yüzeyindeki toprak temizlendikten sonra alta doğru taşın sökümü yapılmaktadır. Gaferyad'ta hâlâ çalışan 50-60 taş ocağı bulunmaktadır. Bu ocaklardan taş genelde kış aylarında çıkartılmakta ve 300-400 kişiye iş imkanı sağlamaktadır.

Taşın mimaride en yoğun olarak kullanıldığı yer Kâzım Karabekir ilçesidir. Taşın düzenlenmesine değişik uygulamalar getirilmiştir. Taşın yerleştirilmesinde ana ilke dış kısma gelen kenarlarının düzgün olmasıdır. Arada kalan boşluklar moloz taş ve çamurla doldurulur.

Taş, süsleme unsuru olarak kullanıma imkan vermesi açısından mimari süsleme de sık sık görülmektedir. Balıksırtı şeklinde, Taci Camii'nde olduğu gibi yuvarlak tarzda, pencere üstlerinde yuvarlak kemer olarak, kuş yuvası şeklinde örülmüşlerdir. Bu süsleme unsurları bazen dışarı çıkık, bazen de içeri girmiş olarak düzenlenerek cepheye hareketlilik kazandırılmıştır.

1970 yılında Kâzım Karabekir Belediyesince yaptırılan Kâzım Karabekir Paşanın heykelinin de bulunduğu park taşın mimarideki uygulamalarının en güzel örneklerinden birisidir.

2. KAZIM KARABEKİR PAŞA VE İLÇEDE KÜLTÜR VE SOSYAL HAYAT

2. 1 . İlçenin Adı

İlçenin eski adı XVI. yüzyılda idari taksimatta Konya Sancağına bağlı nahiye merkezidir. Adı "Kaş maa Gaferyad" olarak geçmektedir.XVII. yüzyılda Evliya Çelebi şehirden kaza olarak bahsetmektedir.

1648 yılında Gaferiyad'ı gezen Evliya Çelebi adının "Kafirabad" şeklinde söylendiğini yazmıştır.

XVIII. yüzyılda kaza olan şehrin adı "Gaferyad"tır.

XIX. yüzyılda Gaferyad'ı tekrar kaza olarak görüyoruz. Adı kayıtlarda ise "Gafiryad nam-ı diğer Mahmutlar" şeklinde geçmektedir.

Şehrin adı uzun yıllar “Kasaba” olarak adlandırılmış, 1955 yılında ünlü Türk komutanı Kâzım Karabekir Paşanın dedesinin Karabekirlerden olması dolayısıyla ilçenin adı değiştirilerek Kâzım Karabekir olmuştur.

2. 2. Kâzım Karabekir’in  Hayatı ve Eserleri:

1882 yılında İstanbul'da doğan asker, milli mücadele kahramanlarından ve devlet adamı Kâzım Karabekir 1948 yılında Ankara'da ölmüştür.

Dedesi tarafından Kâzım Karabekir'lidir. Babası Mehmet Emin Paşa'nın asker oluşundan dolayı ilköğretimini değişik yerlerde tamamlamak zorunda kalmıştır. Ortaokul ve Liseyi İstanbul'da Fatih Askeri Rüştiyesinde ve Kuleli Askeri Lisesinde okumuştur.

Karabekir Harp Okulunda iken Atatürk'le tanışmış ve bu tanışma bütün hayatını etkilemiştir. Harp Okulunu (1902)'de, Harp Akademisini ise 1905 yılında beraber bitirmişlerdir.

31 Mart Olayını bastırmak üzere İstanbul'a gönderilen Harekat Ordusunda Mustafa Kemal ile birlikte Kâzım Karabekir de vardı.

I. Dünya savaşı başlarında yarbaylığa kadar yükselen Karabekir, İran sınırında, Halep'te, Doğu Cephesinde, Çanakkale'de büyük yararlıklar göstermiştir. Doğu Anadolu'da gösterdiği başarılardan dolayı "Doğunun Fatihi" adıyla anılmaktadır. Erzincan ve Erzurum'un alınmasında, Sarıkamış'taki kolordu ile işbirliği yaparak Kars ve Gümrü kalelerinin alınmasında üstün başarı göstermiş, generalliğe kadar yükseltilmiştir. Karabekir, Atatürk ile işbirliği yaparak beraberlikleri Kurtuluş Savaşı sonuna kadar sürecektir. Erzurum Kongresine katılmadan ordudan istifa eden Atatürk'ün tutuklanarak İstanbul'a gönderilmesi istendiği halde Karabekir emirlere uymayarak bu görevi yerine getirmemiştir. Bununla da kalmayarak kongre öncesinde ve sonrasında kendisine her alanda yardım etmiştir.

Doğu'da milli mücadeleyi sürdürürken Edirne milletvekili olarak T.B.M. Meclisine girmiş ve böylelikle siyasi hayata atılmıştır. Sağlığında Kâzım Karabekir’i birkaç kez ziyaret eden Paşanın buradaki halkla ilgilendiği, okutmak için bazı erkek çocuklarını yatılı okullara yerleştirdiği bilinmektedir. Siyasi yaşamı ölümüne kadar sürmüştür. Mezarı Ankara Cebeci şehitliğindedir.

Basılmış on sekiz eserinden bazıları: Cihan Harbine Neden Girdik, Nasıl Girdik, Nasıl İdare Ettik (İstanbul, 1937), İstiklal Harbimizin Esasları (İstanbul, 1943), İstiklal Harbimiz (İstanbul, 1969), Birinci Kafkas Kolordusunun Harekat ve Meşhudatı, Öğütlerim, Ülkümüz Kuvvetli Bir Türkiye’dir.

2.3. Ekonomi, Kültür ve Sosyal Hayat:

2.3.1. Ekonomi:

Tarım, ilçenin ekonomisinin büyük bir kısmını teşkil etmektedir. Ekilebilir arazilerde buğday, arpa, yulaf, mısır, şekerpancarı yetiştirilmektedir. 17. yüzyılda Gaferyad'ı gezen Evliya Çelebi ilçenin ekonomisinden söz ederken "Cenup tarafında yarım saat mesafedeki Hacıbaba dağının etekleri baştan başa bağdır. Bu bağları anlatmak zordur. Sahrası ekin ocağıdır. Zengin bir şehirdir. Bütün halkı rençberdir" demektedir.

Bugün de tarla bitkileri üretiminin dışında bağ-bahçe tarımda önemli bir yer tutmaktadır. Bölge Konya Havzası içinde yer aldığından sulama yetersizdir. Bu sebeple sulanabilir alanlar dışında meyve üretimi yapılamamaktadır. En çok üretilen meyveler elma, kayısı, erik, armuttur.

Tarım üretiminin yanı sıra ilçenin ekonomisine hayvancılık ta büyük gelir sağlamaktadır. Özellikle küçükbaş hayvan yetiştiriciliği, koyun, keçi, sığır besiciliği yapılmaktadır.

Ayrıca ilçe merkezinde geleneksel zanaatlar berber, nalbant, semerci, bakkal, demirci, traktör ve oto tamircisi gibi zanaatkarlar faaliyet halindedir. İlçede günlük hayat, esnaf ve zanaatkarların günlük işleriyle ilgilenirlerken, halkın büyük bir kısmı yazın tarlalarda, bağ-bahçe işinde, kışın ise taş ocaklarında çalışarak geçmektedir.

2.3.2. Kültür:

İlçede halkın %95'i okuma-yazma bilmektedir. Piri Reis İlkokulu, Kâzım Karabekir İlkokulu olmak üzere iki ilkokulu, bir ortaokul ve bir lisesi vardır. S.Ü.’ne bağlı Meslek Yüksek Okulu bulunmaktadır. Ayrıca ilçede okuma odası ve kütüphane de yer almaktadır.



[